Kimdir?
Dr. Özlem Taşkaynatan
2007 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 2008 yılında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatri ihtisasına başladım. 2012 yılında psikiyatri uzmanı oldum. 2021 yılına dek ihtisas yaptığım hastanede psikiyatri uzmanı olarak görev yaptım.
Psikiyatri ihtisasıma başladığımda dokuz yıl süren psikodrama eğitimine de başladım ve 2017 yılında bitirme tezim ile sınava girerek psikodramatist oldum. 2019 yılında da Abdülkadir Özbek Psikodrama Enstitüsü çatısı altında psikodrama eğiticiliğine başladım ve dört yıl yardımcı eğitici olarak çalıştım. Bir yandan CETAD’dan cinsel terapi eğitimi aldım ve 2017 yılında eğitimi tamamladığımdan bu yana günlük pratiğimde cinsel terapiler uygulamaktayım. Bunların yanısıra Türkiye Psikiyatri Derneği’nin destekleyici psikoterapi eğitimini aldım ve bireysel terapilerimde psikodinamik yönelimli olarak destekleyici psikoterapi uygulamaktayım. Covid-19 pandemisi ile birlikte gelişen online terapi ihtiyacına yönelik olarak Daniela Simmons’dan on hafta süren teledrama eğitimi aldım. Ayrıca İPAÇE’den iki düzey aile ve evlilik terapisi eğitimi aldım.
Çalışma Alanları
Psikiyatrik Hastalıklar
Psikiyatrik (ruhsal) hastalıklar, kişinin günlük yaşama uyumunu ve işlevselliğini bozan, tedavi gerektiren tıbbi durumlardır. Bu hastalıkların tanısı, mutlaka bir psikiyatri hekimi tarafından konulmalı ve tedavi edilmelidir. Sık rastlanan ruhsal hastalıklar şunlardır:
• Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar
• Bipolar Bozukluk (İki uçlu bozukluk, Manik Depresif Hastalık)
• Depresyon
• Yaygın Anksiyete Bozukluğu
• Obsesif - Kompulsif Bozukluk
• Sosyal Fobi
• Panik Bozukluğu
• Travma Sonrası Stres Bozukluğu
• Özgül Fobiler
• Yeme Bozuklukları/Obezite
• Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
• Alkol/Madde Kullanım Bozuklukları
Bu hastalıkların bir kısmı kronik gidişli olup, ömür boyu tedavi ve izlem gerektirirken, bir kısmı ise bazı yaşam dönemlerinde gelişip uygun tedavi ile iyileştikten sonra tekrarlamayabilir. Tedavi sırasında gerekli durumlarda ilaç kullanılır ve duruma özgü psikoterapi yöntemleri ile iyileşme sağlanabilir.
Cinsel Terapi
Cinsel terapi, cinsel işlev bozukluğu olan çiftlerin tedavisini ve bireylere verilen cinsel danışmanlığı kapsar. Cinsel terapi uygulayıcısının muhakkak cinsel sorunlar konusunda eğitim almış bir psikiyatrist ya da klinik psikolog olması gerekir. Sık karşılaşılan cinsel işlev bozuklukları şunlardır:
• Vajinismus
• Erken boşalma (prematür ejakülasyon)
• Serleşme bozukluğu (erektil disfonksiyon)
• Kadında orgazm bozukluğu
• Cinsel isteksizlik
• Geç boşalma
Organik nedenler ve ilaçların sebep olduğu durumlar dışlandığında, cinsel işlev bozukluklarına en çok, cinsel eğitimsizlik/bilgisizlik, cinsel mitler (yanlış inanışlar) ve psikolojik sebepler neden olmaktadır.
Cinsel terapide, cinsel işlev bozukluğu olan çiftler ile görüşülmekte, seanslar arasında yapacakları cinsel uygulama ve egzersizler önerilmekte ve bu egzersizlere göre adım adım ilerlenmektedir.
Cinsel danışmanlık ise keyifli ve doyumlu bir cinsel yaşama yönelik bilmediği ve öğrenmek istediği noktalar olan kişilere, cinsel kimlik ve yönelim ile ilgili sıkıntılar yaşayanlara veya cinsellikle ilgili herhangi bir zorluk ya da sorunu olan kişilere uygulanmaktadır.
Trans bireyler için cinsiyet olumlayıcı terapiler, LGBTİ+ bireylere açılma süreci boyunca destek ve danışmanlık, cinsiyet geçiş süreci konusunda aydınlatma, güvenli seks konusunda bilgilendirme, parafililerin tedavisi de cinsel terapiler kapsamına girmektedir.
Bireysel Psikoterapi
Psikoterapinin kelime anlamı, ruhsal iyileştirimdir. Çeşitli psikoterapi ekollerine göre iyileştirim yöntemleri değişiklikler gösterir. Terapist sürecin başında, yaptığı değerlendirme ile başvuranın psikoterapiye uygun olup olmadığını, hangi psikoterapi yöntemine uygun olduğunu belirler ve başvuranla birlikte bir terapi anlaşması sağlar. Terapi hedefleri belirlenir, görüşme sıklıkları planlanır ve sınırlar/kurallar konuşulur. Süreç boyunca kişinin doğumundan itibaren erken dönem yaşantıları, yaşamındaki dönüm noktaları işlenir, bunların şimdiki yaşamında ne gibi izleri olduğu araştırılır ve başvuranın getirdiği sorun alanlarına yönelik içgörü geliştirmesi sağlanır.
Psikoterapi uzun bir yolculuktur, hızlıca iyi hissetmeyi ya da sorunlardan kurtulmayı sağlamaz ve hatta görüşmenin içeriğine bağlı olarak zaman zaman ilk başvurudan daha kötü hissedilen zamanlar da olabilir. Fakat verimli bir psikoterapi süreci, yaşamın ilerleyen dönemlerinde benzer sorunlar ya da mutsuzluklar olduğunda, bunların şiddetli bir nevrotik acı olarak hissedilmesinin önüne geçer. Psikoterapi süreci boyunca, terapist, bağlı bulunduğu ekole göre değişen bir takım yöntemler kullanabilir. Danışmanlık verme, yol gösterme, telkin, serbest çağrışım, düşlerin çözümlenmesi, direnç ve aktarımların yorumlanması, yorum yapılması, üstüne gitme ve alıştırma uygulamaları, bilişsel çarpıtmaların saptanması ve işlenmesi bu yöntemlerin başlıcalarıdır.
Terapist ile karşılıklı ilişki ve iletişim, psikoterapinin en temel iyileştirme aracıdır. Bu nedenle tedavi ilişkisinin kurulabilmesi için düzenli görüşmeler, görüşmede “şimdi ve burada” neler yaşandığının işlenip çalışılması, tedavi ilişkisini bozabilecek sınırların ihlal edilmemesi oldukça kıymetlidir.
Çift Terapisi
Çift terapisi, yaklaşım olarak bireysel terapiden oldukça farklıdır. Bir çift, onu oluşturan bireylerin toplamından farklı bir oluşum olarak değerlendirilir. Çift terapilerinde bireylerin davranışları çift ilişkisi bağlamında değerlendirilir. Yani tek tek ağaçlara değil, ormanın bütününe bakıldığı söylenebilir.
İlişki sisteminin nasıl oluştuğu ve sorunların sisteme nasıl müdahale edilirse aşılacağı yönünde çalışılır. Hem çiftin iç ilişkisinin nasıl devam ettiği hem de çift olarak dış dünya ile nasıl baş ettikleri önemlidir. Terapi seansına getirilen somut konular aracılığıyla (kök ailelerle ilişkiler, tartışma çıkan konular, kıskançlık, ortak noktada buluşulamayan tutumlar…vb) genel süreçteki örüntüler anlaşılmaya çalışılır ve bu örüntülere müdahale edilir.
Terapist bireylere eşit mesafede olmak durumundadır, bu nedenle bir çiftin terapisini yürüten bir terapistin bu kişilerden biri ile bireysel olarak görüşmesi uygun değildir.
Boşanma, ebeveyn olma, aldatma gibi çiftlerin yaşadığı kritik sorun ve süreçlerde de aile ve evlilik terapisinin yardımı olabilir.
Online (çevrimiçi) Terapi
Günümüzde bireyler, zaman yönetimi konusunda oldukça zorlandığı koşullar altında yaşamaktadır. Hem zamanı iyi idare edebilmeyi hem de aynı şehirde/ülkede bulunmayan terapistlere başvurabilmeyi sağlayan bir yöntem olarak online terapiler son yıllarda sıklıkla kullanılmaya başlanmış ve bu sıklık yüz yüze görüşmenin riskler barındırdığı covid-19 pandemisi ile artmıştır. Kullanım alanı giderek genişleyen online terapiler, eyleme dayalı bir yöntem olan psikodramanın bile uygulanmasına olanak vermektedir.
Online terapide terapist ve danışan, internet üzerinden güvenli görüntülü görüşme sağlayabilen çeşitli sanal platformlar üzerinden bağlantı kurar. Kaliteli bir online görüşme için her iki tarafın da sessiz ve gizliliği sağlayabilen bir mekanda bulunması, yüzlerin net görünebildiği bir ışıklandırma altında bulunması, elde tutulan bir telefon yerine sabitliği sağlanmış bir bilgisayar kullanılması önemlidir.